Халит Ергенч и новата продукция "Великолепният Век" ( Muhteşem Yüzyıl) тема 15

  • 60 189
  • 721
  •   1
Отговори
# 75
  • Варна
  • Мнения: 2 313
Новия трейлър е направо убиец   Crazy

НАМЕРИХ ГО ,НО НЕ МОГА ДА МУ ВЗЕМА АДРЕСА ooooh!
Аз по телевизията го гледах .
Всички жени са се скрили в някаква стая май а Хитижде е припаднала и май СС яздеше един кон а Ибрахим казваше името на Хатидже и накрая Сюмбул каза нещо за СС
Ама не знам дали е точно понеже само веднъж го видях  Rolling Eyes

# 76
  • Мнения: 417
Трейлъра

http://www.ddizi.com/izle/27387/Muhtesem-Yuzyil-20.-Bolum-Fragmani.htm#


Леле!
Лео?!
Видях се с Хайрас паша.Каза "не мърдайте"!
Султанката ми умира!
Моята Хатидже!
Султанке,великият ни господар....

# 77
  • Мнения: 9 738
ЕМЕЛИ  bouquet  bouquet  bouquet

# 78
# 79
  • планетата Земя и по точно до морето
  • Мнения: 5
Emely  Hug  bouquet
Голямо предимство си е да гледаш исторически сериал и да знаеш какво ще се случи. Shocked Сюмбюл така проплака, че щяхме да раздаваме халва за султана или за Хатидже. А сега сме спокойни  Mr. Green Поне знаем, че всички ще се спасят. Дано и бебето не загуби Хатидже Praynig
Mistik Hug   bouquet
Какви само ги реди Мухибби  Heart Eyes Heart Eyes Heart Eyes
Корделия аз стигнах до 7 серия. Значи за празниците ще имам 3 от руската версия  Hug    bouquet

# 80
  • планетата Земя и по точно до морето
  • Мнения: 5
А колажите на хърватките са  Joy Joy Joy Joy

# 81
# 82
# 83
  • Мнения: 683
10 dakikada 5 duble içti
Röportaj: Ömür GEDİK
21 Mayıs 2011



10 dakikada 5 duble
“Misafir” adlı sinema filminde mutsuz bir adamı canlandıran Halit Ergenç, rol gereği alkole ve sigaraya başladığını söyledi:

“Filmin totalinde bayağı içtim. 10 dakika içinde 5 duble içtiğim bile oluyordu takır takır!”

Aşka aşık olanların ilişkileri uzun sürmüyor

“Muhteşem Yüzyıl”daki Muhteşem Süleyman rolüyle uzun zamandır gündemden düşmeyen Halit Ergenç, yeni filmiyle izleyiciyi şaşırttı. “Misafir” adlı filmde dizidekinin aksine hayata tutunmakta zorlanan, mutsuz, alkolik ve yalnız bir adamı canlandıran Ergenç, çekimlerde yaşadığı zorlukları, rol yüzünden nasıl sigaraya başladığını, evliliğini ve oğlu Ali’yle ilişkilerini Ömür Gedik’e anlattı.

“Misafir”le sinemalardasın. Yoğun çalışıyorsun ama seni iyi gördüm. Yanmışsın, tatilden dönmüş gibi bir halin var hatta.
- Yandım ama tatilde değil, dış çekimlerde. Çok yoğun çalışıyoruz. Atlı çekimlerimiz vardı en son mesela...

Atlı çekimler demişken, geçirdiğin kazadan sonra hâlâ at binebiliyor musun, tedirgin olmuyor musun?
- İlk başlarda oluyordu. Bacağım kırıldıktan sonra ilk at üzerine çıktığımda böyle bir korku yaşadım ama atlattım.

Yeni filme dönecek olursak, “Misafir” vizyonda. Yaz gelirken filmlerin sayısı arttı, bu hafta sekiz film birden vizyonda.
- Evet.

Neler diyeceksin? ılk yönetmenliği yapan Ozan Aksungur önemli oyuncuları bir araya toplamış; Lale Masur var, Yeşim Ceren Bozoğlu var, başrolde sen varsın.
Nasıl ikna etti sizi?
- Zor olmadı, çünkü Ozan akıllı bir adam ve senarist. Senaryoyla gelip daha hikayeyi ilk anlattığı anda heyecanlandım.

Neden?
- Çok hoşuma gitti. Çok naif, insanın kalbine dokunur bir hikayeydi ve bende merak uyandırdı. Okuduktan sonra “Ne olursa olsun buradaki Oktay karakterini canlandırmalıyım” dedim.

10 DAKİKADA 5 DUBLE İÇMEK ZORUNDA KALDIM

Oktay çok yalnız bir adam değil mi?
- Evet, yalnız bir adam ve birçok şeyin kaybetmiş... Herkesten çok fazla kazık yemiş, çok mutsuz olmuş. Aslında bir umuda, bir mutluluğa ihtiyacı olan bir adam. Bizim de zaman zaman yaptığımız gibi Oktay o mutsuzlukları görmezden geliyor.

Sen de yapar mısın öyle?
- Bazen. Yani hepimiz çok sevidiğimiz insanların bazı olumsuz hareketlerini görmezden gelebiliyoruz.

Senin karşındakinde kabul edemediğin özellikler neler?
- Bilerek yapılmış kötülüğü asla kabul edemem. Yani sıkışmışlığı, yorulmuşluğu, kızgınlığı, zaman zaman inanılmaz büyük patlamalar yaşamayı, insanları kırmayı kabul edebilirim ama bilerek yapılan kötülüğü asla...

Oktay mutsuzluğundan kurtulma umuduyla kendini içkiye vuruyor. Onu sürekli rakı içerken görüyoruz. Nasıl çektiniz o sahneleri? Behzat Ç.’yi canlandıran Erdal Beşikçioğlu gibi sen de rakı yerine sulandırılmış süt mü içtin?
- Yok. Ben filmin totalinde bayağı içtim. Bazı sahnelerde rakının nasıl renklendiği görülüyor zaten. Herhangi bir şeyi o şekilde renklendirmek mümküm değil. Ama Ozan çok iyi ayarlıyordu programı. Öyle bir sahnenin sonrasında mutlaka kendime gelecek vaktim oluyordu.

Çok mu içiyordun?
- 10 dakika içinde beş duble içtiğim oluyordu böyle takır takır. Bir de bunları şat şeklinde götürmek durumundasın, çünkü Oktay oturup da uzun uzun demlenmiyor, dikiyor kafaya.

BU FİLMDEN SONRA SİGARA İÇMEYE BAŞLADIM

Sen dayanıklısın demek... Ben öyle bir durumda hastanelik olurum herhalde.
- İçki işin parçası olunca kendini bırakmıyorsun. Sonuçta ben sigara içen bir adam da değildim. Hayatımda hiç sigara içmemiştim. Ama Oktay fosur fosur sigara içiyor. Bu iş için provalardan önce sigara içmeye başladım mecburen. Filmi çekerken bazı günler beş paket sigara içtiğim oluyordu.

Alışkanlık oldu mu?
- Yani çekimler bittikten sonra 20 gün ciddi kriz yaşadım. Canım çekiyor, biri yaktığı veya burnuma kokusu geldiği zaman hemen ben de yakayım falan diyordum. Kendimi frenledim. şimdi bazen çok sinirli veya heyecanlanlıyken bir tane yakıyorum.

Film seni sigaraya alıştırmış Halit.
- Yani öyle diyemeyiz... Gergin ve sinirli olduğum zamanlarda yatıştırıcı etki yapıyor ama normal zamanda sigara içersem tam tarsi moralimi bozuyor, mutsuz ediyor. Sevilecek bir şey değil, iğrenç yani!

EVLİLİK BİR AĞAÇ GİBİ TOHUMU ÇOK ÖNEMLİ

“Misafir”de sorunlu bir evlilik var. Ve tabii onun içine dahil olan bir üçüncü kişi. Biraz ondan bahseder misin?
- Evet, yasak bir aşk yaşanıyor. Evli bir kadın var ama bu kadın aslında hayatından ve evliliğinden hiç memnun değil. Oktay da kadının kafasındaki kaçak noktalarından biri oluyor.

Sen ve Bergüzar ise örnek çiftler arasında gösteriliyorsunuz. Çocuğunuz var. Güzel bir çekirdek aile oldunuz. Nedir sırrınız?
- Evlilik bir ağaç gibi. Tohumu çok önemli ve o tohum da aşk. Eğer aşık olduğunuz kişiyle evlenirseniz, fırtınaları atlatıyorsunuz. Kimse hayatı toz pembe yaşamıyor. ış olsun, hayat şartları olsun, bir sürü şey insanı zorluyor, evliliği sınıyor. Birbirine tutunabildiğin, saygı gösterebildiğin kadar ayakta kalıyor evlilik. Köklerin dibe doğru uzuyor, uzadıkça da dalları yukarı çıkmaya başlıyor. Yani herhalde çiftlerin birbirine karşı duydukları aşk ve saygı en önemlisi...

“Evlilik aşkı bitiriyor” diyenlere ne cevap vereceksin o halde?
- Senin kafandaki evlilik ve aşk imajının ne olduğuna, ne beklediğine bağlı. Yani aşka aşık bir insansan, aşk bitince tabii ki bir başka aşk istersin.

ALİ’NİN ÖĞRENME YETENEĞİ AŞIRTICI

Ali neler yapıyor? Fotoğrafını gördüm, annesinin kopyası olmuş.
- 15 aylık oldu. Artık yürüyor ve bizi her gün şaşırtıyor. Her gün yeni şeyler gösteriyor bize, bana hayatımda hiç tatmadığımız şeyler tattırıyor.

En çok neyi şaşırttı seni Ali’nin?
- Öğrenme yeteneği. Gedçekten inanılmaz. Ali’ye özel bir durum değil, çocukların bu zamanlardaki öğrenme hızları inanılmaz. Yani 15 ay evvel annesinin karnından çıktı ve her şeyi hızla öğrenmeye başladı. Yani hayatı öğreniyor, sıcağı soğuğu öğreniyor, bakmayı öğüreniyor, yürümeyi öğreniyor. En önemlisi de çok saflar. Neyi nasıl verirsen öyle alıyorlar.

Kardeş düşünüyor musunuz Ali’ye?
- İstiyoruz, gelecekte olacak elbette ama hangi gelecek bilmiyoruz.

SABAH 4’TE ALİ’Yİ  ÇARŞAFLA SALLIYORDUK

Bergüzar’la (Korel) çocuk eğitimi konusunda anlamaşadığınız noktalar var mı? Mesela sen “Kucağa çok alıştırmayalım” dersin, Bergüzar karşı çıkar falan...
- Bu tür şeyleri başta yaşadık. Mesela “Ali’yi kucakta ya da sallayarak uyutmaya alıştırmayacağız” diyorduk, fakat Ali’miz çok gazlı bir çocuk. Geceleri inanılmaz ağlıyordu, çok üzülüyorduk. Ağlayarak uyuyor, ağlayarak kalkıyor. Sallamayalım, öyle alıştırmayalım derken bir sabah saat 4’te pembe bir çarşafın içinde Ali’yi sallarken bulduk kendimizi. Gülmeye başladık. Meğer anne-babalar doğru söylüyormuş, sallamanın iyi etkileri var çocuk üzerinde. Çocuk o zaman rahatlayıp uykuya dalıyor.

Ondan sonra her gece onu sallarken mi buldunuz kendinizi?
- Tabii. Ama bir mahsuru yok, zaten belli bir boya geldikten sonra istemiyor senin kucağına gelmeyi. O zamana kadar sen ona o sevgiyi verebildiğin kadar vermelisin. Sonra sen istesen de o istemeyecek.

BU YAZ SADECE TATıL YAPMAYI DÜşÜNÜYORUZ

“Misafir” vizyonda. Dizi çekimleri çok yoğun geçiyor ama yaz tatiline girmek üzereyiz. O boşlukta yeni projeler olacak mı?
- Yeni hiçbir şey yok. Bu yaz sadece tatil yapmayı düşünüyoruz. Zaten çok uzun bir tatilimiz olmayacak.

Araya bir fim sıkıştırmayı düşünmez misin?
- Onu yapamam. Eğer yaparsam dinlenemem, dinlenemezsem de ya sonunda yeniden bu tempoyu kaldıramam. Onun için iyi dinlenmiş olmam lazım.

# 84
  • Мнения: 683
Bu rol için sigaraya başladım
Hakan GENCE
21 Mayıs 2011



Evine misafir olduğu kadının aşkında yalnızlığına çare arayan gurbetçi Oktay’la, büyük hayalleri hayatına sığmayan taşralı ev kadını Ayşe’nin gizli aşk hikayesini anlatan Misafir vizyonda. Ozan Aksungur’un yönettiği filmin başrollerinde Halit Ergenç ve Lale Mansur var. İkiliyle filmi ve haklarında merak edilenleri konuştuk.

Oktay karakteriyle Kanuni rolünden sonra ters köşe yapıyorsunuz diyebilir miyiz?
- Televizyondan tanıyanlar şaşıracak. Önceki rollerimle hiç alakası olmayan bir karakter. Oktay’ın varoluş şekli ve serüveni beni çekti. Kaybeden bir adam. Samimi bir hikayesi var.

Siz sigara içmiyordunuz ama bu karakter çok sigara içiyor...
- Hayatımda hiç sigara içmemiştim. Okuma provalarında sigara elimde eğreti durmasın diye içmeye başladım. Ve çekimler sırasında da içmeye devam ettim, hatta bazen günde beş paketi buluyordu.

İçinize çekiyor muydunuz?
- Tabii çekmeden püf püf olur mu hiç? (Gülüyor). Çekimler bittikten sonra 20 gün bayağı bağımlılıktan kurtulma dönemi yaşadım. Yanımda biri sigara yaktığında “Ben de yakayım” diye düşünüp sonra, “Ne yapıyorsun sen?” diye aklımdan geçirip duruyordum. Şimdi ender olarak günde en fazla bir tane içiyorum. Heyecanlıysam sakinleştiriyor ama normal bir günümde bütün sevinç ve enerjimi alıyor.

Oktay’ın size başka zararları oldu mu?
- Gerçek alkol kullanmamız gerektiği sahneler vardı. 3-4 dubleyi 10 dakikada yuvarlıyordum. Yönetmenim sonrasında mutlaka bana boş zaman bırakıyordu (Gülüyor).

KANUNİ’YLE ÖZDEŞLEŞMEK NORMAL BİR ŞEY DEĞİL

Peki Kanuni gibi bir adamı mı, Oktay gibi daha durağan bir adamı mı canlandırmak daha zor?
- İkisinin de farklı zorlukları var. Oktay’da duygularını durağanlıkla verip gerçek bir noktaya taşımak işin zor kısmıydı.

Artık size insanlar Kanuni diyor. Sizin de kendinizi role kaptırdığınız oluyor mu?
- Tabii işi ortaya çıkartırken gerçekliği için çalışıyorsun ama kendinle özdeşleştirip karakterin izdüşümü olması normal bir şey değil. Mesleğe aykırı.

Halit Ergenç olarak saraya girseydiniz. Hangi karakter olmak isterdiniz?
- Saraya girmez dışında olmayı tercih ederdim.

Kanuni rolü için pilatese başlamıştınız. Ne oldu?
- Ayağım kırıldıktan ve belimin üzerine düşüp omurlarımın kenarlarını kırdıktan sonra bıraktım. ‘Kopma kırılması’ diye bir terim var. Bu iki kırılmanın birleşmesi lazım, ki yeniden spora başlayayım.

Bundan sonrası için canlandırmak istediğiniz bir rol var mı?
- Herkes beni sakin görüyor. Herhalde manik birini canlandırmak heyecanlı olurdu.

Aşk filmleri dendiğinde de akla geliyorsunuz. İyi bir aşık mısınız?
- Evet, karıma aşığım. Romantik bir adam da sayılırım.

Oğlunuz Ali 15 aylık. Hayatınıza girmesi sizde neleri değiştirdi?
- Çok klişe ama “Baba olunca anlarsın, hayattaki hiçbir şeye benzemez” derlerdi. Doğruymuş. Yaşadığım hiçbir şeye benzemiyor. En büyük değişiklikse, geleceğe yönelik kendi kaygılarımdan arınmam. Biz bir şekilde yolumuzu buluruz artık, her şey onun için...

Yaş almakla ilgili dertleriniz var mı?
- Hiç öyle sorunlarım olmadı. Çünkü değişiyorum ve bu bana iyi geliyor. Hep aynı kalsak o zaman felaket olurdu.

BU BİR SEVİŞME FİLMİ DEĞİL UCUZLUĞA KAÇMIYOR

Filmi çekmek için iki buçuk sene beklediğiniz doğru mu?
- Evet. İlk sene Kültür Bakanlığı onayı bekledik. İkinci sene başka bir filmle anlaştım ve yönetmenimiz beni bir sene bekledi.

Film ‘Gitmekle kalmak arasında bir aşk’ filmi olarak tanıtılıyor. Nasıl oluyor bu aşk?
- Onu izleyici görecek. Karakterlerin ikisi de kaybetmiş. Hayatlarının bir noktasında birbirlerine sarılıyorlar. Ve işte o gitmekle kalmak arasında bir nokta.

Neden bu filme gitmemizi önerirsiniz?
- İzlemediğiniz tarzda bir aşk filmi için gelebilirsiniz. Ayrıca asık suratlı bir dram değil. Zenginlikleri olan, samimi, herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir film. Çok sevdiğim bir laf var, insan hayatının yarısı hayatını bir raya oturtmakla öteki yarısı diğer raylara özenmekle geçermiş. Bu da öyle bir şey.

Filmin sevişme sahneleri olduğu çok konuşuldu. Gerçekten çok mu cesur sahneler var?
- Bu bir sevişme filmi değil. İçinde seks yok. Birinin aklına gelmiş ve uydurmuş.

Öpüşme sahnesi var mı?
- Var ama öyle lafı edilecek bir sahne değil. Film bazı duyguları kanırtmıyor, ucuzluğa kaçmıyor. Herkesin anlayacağı, sakin, dokunaklı bir film. Verdiğiniz paranın karşılığını alıp, değişmiş olarak çıkacaksınız.

LALE MANSUR
Vakit röportajı bir hataydı

İddialı bir aşk filmi diyoruz. Sizin aşk tanımınız nedir?
- Aşk bizce gerekli bir delilik...

Bu karakterde sizi neler cezbetti?
- Neşeli, hayat dolu, bir zamanlar hayalleri olmuş ama onları gerçekleştirememiş bir kadın. Derinlikli bir rol. Oyunculuğa ilk başladığınızda bir sakatı ya da deliyi oynasam, dersiniz. Ama o roller durgun bir karakteri canlandırmaktan daha kolay.

Engellilerin dünyasını anlatan ‘Başka Dilde Aşk’ta oynadınız. Pozitif Yaşam Derneği’nin AIDS bilinçlendirme projesine katıldınız. Sosyal sorumluluğa çok mu kafa yoruyorsunuz?
- Çenemi tutamıyorum. Cehalet korkunç bir şey. Hala AIDS’in öpüşmekle bulaşacağını düşünenler var...

‘Ermenilerden özür dileme’ kampanyasına imzanıza tepkiler de geldi...
- Tepkileri çok düşünmüyorum. Vicdanımla karar veriyorum. Hala da aynı görüşün arkasındayım. Resmi tarih ‘yok’ dedi diye yok olmuyor. Ermenilerin nüfusları belli, malları mülkleri ne oldu? İttihat Teraki’nin bir projesiydi. Devlet olamadığıma göre en fazla bir vatandaş olarak özür dileyebilirim.

Başörtü yasağına karşı olmanızı da eleştirdiler...
- Düşündüğümü söylüyorum. Herkesinde beni sevmesini de beklemiyorum. Yaptığım her şey doğru da demiyorum. Başını kapatanlar okumayacak düşüncesi, saçma geliyor.

Ardından Vakit gazetesi röportajınız geldi...
- Büyük bir hataydı. Vakit’i, Zaman gibi bir gazete sanıyordum ama başlıklarını görünce konuşmamam gerektiğini anladım.

25 yıldır evlisiniz. Aşk bu kadar uzun zamanda kayboluyor mu?
- Cem’le birlikte büyüdük. Onun hayat arkadaşı olmaktan gurur duyuyorum. Her yıl iş seyahatlerinde değişik balayılar yapıyoruz. Zevk aldığımız şeylerin sayısı da çok: Sinemaya gideriz, tavla oynarız, gezeriz...
Yaza Girerken Kilolarınızdan Kurtulun - Hurriyetaile.com dan kadınlara özel ipuçları

# 85
# 86
# 87
  • Атлантис, Галактика Пегас
  • Мнения: 57
Мистик, благодаря за превода на тези стихове.   bouquet
Трейлера е интересн. Ибрахим май се събужда с името Хатидже?  newsm78 Ще чакам втория по расширен трейлър.  Wink Да видим какъв ще е отговора на СС за еничари.  Wink

# 88
  • Мнения: 0
Чета ви.Много хубава тема.

# 89
  • Мнения: 0

Добро утро !!! Hello to all of you !    Hug Hug Hug


Halit Ergenç - Cinemania - Kanal D Turcia - 21.05.2011













Общи условия

Активация на акаунт